Beynimizin içinde, geceleri uykumuzu getiren ya da gün ortasında acıkmamızı sağlayan bir biyolojik saat olduğunu biliyoruz. Ancak son yıllarda yapılan genetik araştırmaları, vücudumuzda aslında yalnız bir değil binlerce biyolojik saat olduğunu ve bunların her birinin kalp, pankreas, deri ya da akciğer gibi farklı organlarda çeşitli görevleri yürüttüğünü ortaya koymuş durumda. İlginç olansa, bu saatleri günlük rutinler sayesinde beynin biyolojik saatiyle senkronize tuttuğumuz takdirde bize çokça faydasının olması. Sigorta Seçeneklerini İncele ve Al!
24 saatlik döngüler
İnsan
bedeni, kendisini doğanın ritmiyle senkronize eden bir biyolojik saate
sahiptir. Bu saat, bizi dünyanın kendi etrafında dönmesi sayesinde oluşan gece
ile gündüzün 24 saatlik döngüsüyle uyumlu kılar. Bu sayede karanlık olduğunda
uyur ve hava aydınlandığında da uyanırız. Buna 24 saatlik döngü denir ve bu
döngüler sadece uyku ritmimize değil, vücut sıcaklığımızın düzenlenmesine,
hormon üretimimize ve sindirim sistemimizin çalışma biçimine de karar verir. Vücudun
biyolojik saati, bunları beyinde bulunan küçük bir yapıya borçludur.
Hipotalamusta yer alan bu yapı, göz bebeklerinin içinden giren ışıkları dikkate
alarak gündüz ve geceyi tanır ve bu sayede kan basıncı, vücut sıcaklığı, beden
aktivitesindeki değişimleri kontrol eder. Geceleri uykumuzun gelmesi ya da
sabah olduğunda uyanmamızın nedeni de budur.
Rutinlerin avantajı
Vücudun
biyolojik saatlerini düzenli bir ayarda tutmak için beslenme, dinlenme ve
fiziksel aktiviteye dair günlük rutinlere sahip olmak en ideal yöntemdir.
Rutinlere sahip düzenli bir yaşam biçimi, bedenin sağlıklı işlemesine de
yardımcı olur. Bu sayede kilo kontrolü daha rahat sağlanır ve bazı tedaviler de
daha hızlı sonuç verir. Bu durum özellikle kanser tedavisinde geçerlidir; çünkü
düzensiz ve aritmik olan kanser hücreleriyle, vücudun biyolojik saatine uygun
şekilde verilen kemoterapi tedavisiyle daha etkin mücadele edilebilir.
Herkesin biyolojik saati aynı mıdır?
Her
insanın biyolojik saati bazı farklılıklar gösterebilir. Ancak herkeste aynı
olan bazı zaman dilimleri vardır. Örneğin; öğleden sonra saat 15:00-16:00
sularındaki kan şekeri düşmesine bağlı acıkma, aşağı yukarı herkeste aynıdır.
Ya da gece 02:00-04:00 arasındaki uyku, herkes için en derin uyku zamanıdır.
Fakat bu yine de bireysel tercihlere göre farklılıklar gösterebilir. Gece
çalışan birinin derin uykuya dalma zamanı elbette farklı olabilir.
Biyolojik saat bozulur mu?
Bu sorunun yanıtı evet. Bunun en sık görülen nedeni ise seyahat etmek. Özellikle saat dilimleri ile gece ve gündüz sürelerinin değişmesi, vücudun biyolojik saatinde dalgalanmalara neden olabilir. Bunun en şiddetli örneği ise jetlag’dir. Öte yandan biyolojik saatinin raydan çıkması için seyahat dışında nedenleri de var; düzensiz uyku ve uyumadan önce telefon, tablet, bilgisayar gibi yapay ışık kaynaklarına maruz kalmak da vücudunun 24 saatlik döngülerine zarar verir. Acil Sağlık Sigortasını Hemen Keşfet
Biyolojik saati dengede tutmak için…
Bunun için öncelikle, yukarıda da bahsettiğimiz gibi, kendine ait ve 24 saatlik döngülerinizle uyumlu rutinler oluşturmalısın. Her gün aynı saatte uyuyup aynı saatte uyanmak bunun için bir ön koşul. Yine aynı şekilde öğünlerini aynı saatlerde yiyerek de biyolojik saatine yardımcı olabilirsin. ASS Satın Al