Her sene Ocak ayının son Pazar’ı olarak anılan Dünya Cüzzam günü ve haftası Lepra haftası olarak da bilinir. Yüzyıllar boyunca korkulan bir hastalık olan cüzzam ile ilgili en eski kayıtlara M.Ö. 1550 yılında Mısır papirüslerinde ulaşılır. Mısır haricinde Hindistan belgelerinde de bu hastalığa dair veriler yer alır.
Halk arasında lanetli ve kalıtsal hastalık olarak bilinen cüzzam, insanların büyük acılar çekmesine neden olmuştur. Bu hastalığa yakalanan kişiler toplum içerisinde dışlanmış, aşağılanmış ve ayrımcılığa uğramıştır. Hastalığın psikolojik etkileri de ciddi düzeydedir.
Orta Çağ dönemlerinde cüzzam hastalarının yolun belli bir tarafından yürüme ve özel kıyafetler giyme zorunluluğunun olduğu bilinir. Modern çağa geçildiğinde bile cüzzam hastalarının tedavisine ayrı hastanelerde devam edilmiştir. Etkileri oldukça geniş olan bu hastalık için ülkemizde her sene Ocak ayının son haftası Dünya Cüzzam Haftası farkındalığı için etkinlikler düzenlenir.
Cüzzam Nedir?
Sürekli ilerleyen kronik bir hastalık olan cüzzam hastalığı bulaşıcı özelliğe sahiptir ve bakteriler ile dağılan bir enfeksiyondur. Özellikle 19. yüzyılda daha bilinir hale gelen bu hastalık, bilim dünyasında Hansen hastalığı olarak da bilinir.
Hastalığın etki alanları;
- bacaklar,
- kollar,
- el ve ayak ekstremiteleri,
- deri,
- omurilik ve beyin haricindeki periferik sinirler,
- burnun iç yüzeyi,
- üst solunum yollarındaki mukoza iç dokusu
olarak ifade edilir. Hastalık ortaya çıktıktan sonra kaslarda zayıflığa, sinir sisteminde hasara ve şekilsiz cilt ülseri gibi durumlara yol açar. Eğer hastalık tedavi ile kontrol altına alınmazsa kişide ciddi şekil bozuklukları meydana gelir ve hatta sakatlıklar görülebilir.
Cüzzam Belirtileri Nelerdir?
Her sene Dünya Cüzzam Günü ile gündeme gelen hastalığının yaygın görülen belirtileri arasında;
- kaşta dökülme ya da kirpik kayıpları,
- renksiz görünen ve uyuşmuş cilt lekeleri,
- kulak memesinde ya da yüzde ağrısız şişlik oluşumu,
- deride görülen nodüller yani büyümeler,
- ayak tabanında ülser oluşması,
- sertleşmiş, kalınlaşmış ya da kurumuş cilt dokusu
yer alır.
Eğer hastalık ilerlemiş ve sinirlere zarar vermişse bu durumda yüzdeki sinirler etkilendiyse kör olmaya yol açabilecek sinir hastalıkları, sinir hücrelerinin genişlemesi, elde ya da ayakta felç, kaslarda zayıflama, ciltte etkilenen bölgelerin uyuşması gibi durumlar görülür.
Cüzzamın mukoza zarındaki etkileri ise burunda kanama ve tıkanıklık görülmesi olarak belirtilir. Sinirlere zarar veren hastalık nedeniyle his kayıpları sıklıkla yaşanır.
Hastalığa zamanında müdahale edilmediği takdirde ayak ile ellerde felç ve sakatlanma, burunda şekil bozuklukları, görme kaybı, ayaklarda iyileşmeyen yaralar, kaşların dökülmesi, yeniden emilim dolayısıyla ayak parmaklarının kısalması gibi durumlar ortaya çıkar. Bazı kişilerde ise bunlara ek olarak deride yanma hissi, etkilenen bölgede ağrı ve kızarıklık, ağrıya yol açan hassas sinirler görülebilir.
Cüzzam Nasıl Teşhis Edilir?
Cüzzam hastalığının teşhisi ilk olarak normal cilt lekelerinden daha koyu lekelerle karşılaşıldığında konulur. Lekelerle birlikte his kaybı olduğundan ortaya çıkardığı etki daha farklıdır. İğne ile hafif bir dokunuşu bile hissedemeyen hasta için acil müdahale gerekir.
Hastalıkla ilgili tanı konulması için doktor tarafından inceleme yapılır. Ciltten ya da sinirden alınan bir örnek biyopsi için gönderilir. Yapılan testler ile cüzzam ya da diğer cilt hastalıklarının teşhisi konulur.
Cüzzam Hastalığının Tedavisi Nasıldır?
Hastalarda ciddi korkuya sebep olan cüzzam hastalığının tedavisi için kombine antibiyotik tedavisi uygulanır. Hastaya iki ya da üç antibiyotik verilir. Çoklu ilaç tedavisi olarak isimlendirilen bu durumda, doktor tarafından verilen tedavi programına birebir uymak gerekir. Birden fazla ilaç kullanılması sayesinde hastalık nedeniyle ortaya çıkabilecek diğer belirtiler de ortadan kaldırılmış olur. Tedavi ortalama 2 yıl devam eder. Öngörülen şekilde devam eden tedavi genellikle olumlu sonuç verir.
Cüzzam tedavisi gören kişiler beklenmeyen herhangi bir etkiyle karşılaştıklarında hemen doktora başvurmalıdır. His kaybı ya da uyuşma olduğunda hızlı müdahale önemlidir. Enfeksiyon sebepli sinir kayıpları sıklıkla görülebilir. His kaybı ya da uyuşma hallerinde kesik ve yanık gibi durumların oluşmamasına ekstra dikkat edilmelidir.
Antibiyotik tedavisi doktor tarafından sonlandırılmadığı sürece devam etmelidir. Hasta ilaç kullanımını kendi kendine bırakmamalıdır. Aksi halde bakteriler tekrar büyüyüp çoğalmaya başlayabilir. Hastalığın başlayıp ilerlememesi için ekstra özen gösterilmelidir. Hastalığa ne kadar erken dönemde müdahale edilirse o kadar fazla iyi sonuç elde edilir. Eğer tanı öncesinde vücutta kayıplar fazlaysa çözüm daha zor olacaktır.
Hastalıklarla ne zaman ve nerede karşılaşacağınızı bilemezsiniz. Erken tanı, teşhis ve müdahale için en iyi doktor ve hastanelerle iletişime geçmek istediğinizde Demir yanınızda. Siz de Demir Sağlık sigorta ürünlerini inceleyerek kendiniz için sağlıklı bir dünya yaratın!